Türkiye’yi yasa boğan Bolu Kartalkaya’daki yangın olayı gösterdi ki, geçmişden ders al(a)mıyoruz…
2023 yılında Kırklareli’nin Demirköy ilçesi İğneada beldesinde yaşanan sel felaketi, 6 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bolu Kartalkaya’daki kayak merkezinde çıkan yangında ise hayatını kaybeden 78 kişi yakınlarına teslim edildi. Bu iki trajedi, aslında ortak bir sorunun altını çiziyor: ihmaller zinciri ve denetim eksikliği.
Kırklareli’nin Demirköy ilçesi İğneada’da Sisli Vadi olarak bilinen alanda, kaçak yapılaşmanın olduğu ve yıkım kararı alınmasına rağmen bu kararın uygulanmadığı ortaya çıktı. Tesisin yapımına Osman Bilgin’in Kırklareli Valiliği döneminde başlanmış, tutanaklarla kayıt altına alınan kaçak durumuna rağmen inşaat devam etmişti. Daha sonra göreve gelen Bilal Ekici de yıkım kararını uygulamaktan kaçındı. Sonuç mu? Bir sel felaketi, can kayıpları ve geride kalan acılı aileler… Ancak tüm bu süreçte, göz yumanların ifadesi dahi alınmadı. Adaletin işlemeye başlaması, kızını ve damadını kaybeden Safiye Yaşa gibi yakınlarını kaybedenlerin mücadelesi sayesinde mümkün oldu.
Bolu Kartalkaya’daki kayak merkezinde çıkan yangın ise başka bir ihmaller zincirini ortaya koydu. Yangın önlemlerinin yetersizliği, kaçış planlarının eksikliği ve denetimlerin yapılmaması, facianın boyutlarını büyüttü. Hayatını kaybedenlerin sayısı arttıkça, kahreden detaylar da gün yüzüne çıktı. Ancak her iki olayda da dikkat çeken şey, siyasi kutuplaşmanın bu tür trajedilere nasıl sirayet ettiğiydi.
İktidarın yönettiği bir bölgede yaşanan felakette “kader” denirken, muhalefetin yönettiği yerlerde aynı durum “suistimal” olarak nitelendiriliyor. Ama gerçekte ne değişiyor? Sonuç hep aynı:
Hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve acılı aileler… Yangın ya da sel geldiğinde kimin hangi partili olduğu kimseyi kurtarmıyor. Doğal afetler ve ihmaller karşısında siyaset değil, insan hayatı öncelikli olmalı.
Bu noktada herkesin kendine şu soruyu sorması gerekiyor: Görevini yapmayanları, ihmallerin üstünü örtenleri savunmaya devam etmek neye hizmet ediyor? Bugün başka bir yerde yaşanan bir trajediyi savunurken, aynı şeyin bir gün sizin ya da ailenizin başına gelmeyeceğini kim garanti edebilir?
Bu olaylar, ihmallerin kader olmadığını ve hesap verebilirliğin sağlanması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Kamu görevlileri, halkın can ve mal güvenliğinden sorumludur. Denetim yapmak, kararları uygulamak ve halkın güvenliğini sağlamak, siyaset üstü bir görevdir. Görevini ihmal eden herkes, kim olursa olsun, adalet önünde hesap vermelidir.
Unutulmamalıdır ki insan hayatı, siyasetin ötesindedir. Partinizi savunurken insanlık değerlerini unutmamak, gelecekte benzer trajedilerin önlenmesi için atılacak en önemli adımdır. İhmale göz yummayan, hesap soran bir toplum olmayı başardığımız gün, daha güvenli bir ülkede yaşayacağız.