Kafalar iyice karıştı. Eğriyi doğruyu ayırt etmek çok zorlaştı. Kim haklı, haksız belli değil. Çarpık bir düzende ilerliyoruz. Çatlak her gün büyüyor. Gedik iyice açılıyor. Artık gemi su alıyor. Rota belirsiz durumda.
Halk panik, endişe ve korku içerisinde ekonomik sıkıntılarla hayata tutunmaya çalışıyor.
Aile içerisinde sıkıntılar her geçen gün artıyor. Huzursuzluk ve çözümsüzlük diz boyu her yerde. Yeni jenerasyonun uyumsuzluğu, kavgayı, şiddeti ve aile içinde geçimsizliği tetikliyor.
Bireysel davranışlar, sınırsız özgürlükler ve istekler, saygısız ve sevgisiz tutumlar, gelenek ve görenekleri değersiz sayan anlayışlar, kendini çok akıllı, ana babayı ise kötüleyen haller ve tembellik diz boyu artıyor. Yalnızlaşıyorlar ve korumasız hale geliyorlar haberleri yok.
Aileler parçalanıyor ve bölünüyor. Boşanmalar hızlanıyor. Kimse evlenmek ve çocuk sahibi olmak istemiyor. Güya kadın hakları korunmuş oluyor. Bu ülkede kadın haklarını savunanlar kadınlara en büyük kötülüğü yapıyor. Kadının itibarını ve değerini toplumsal olarak bitiriyor.
25 yaşındaki bir kız evladını sorgulayamayan anne ve baba aile bütünlüğünü koruyamaz.
Kadını sosyal medyada ve TV ekranlarında ön planda ve erkeği arka planda tutarak toplumda şiddet ve cinayetler önleyemez.
Erkeğin itibarsızlaştırıldığı ve değersiz kılındığı bir toplumda şiddet ve kaos bitmez. Erkeğin üstün karakterinin olmadığı yerde aile bütünlüğü sağlanamaz. Sağlıklı bir nesil de yetişemez.
Erkekler kadınlar üzerine güçlüdürler. Haddi aşmadan kadınların ve çocukların itaat etmesi gerekir. İtaatsizlik kavgayı ve şiddeti tetikleyen temel faktördür.
Saygıdan, sevgiden ve ahlâktan yoksun bir yapı oluşuyor. Türk aile sistemi bitiriliyor. Kültürümüz çöküyor. Aslında gelecek neslimiz yok ediliyor.
Esasında Türk aileleri üzerine oynanan kirli oyun böylece hayata geçiriliyor.
Önümüzdeki en büyük mesele, tehlike ve sınav;
Adalet,
Eğitim,
Kültür,
Geçmişte övündüğümüz eğitim, kültür ve adalet sistemimiz iç ve dış mihraklar tarafından parçalanıyor.
Baskı, şiddet ve cebir artıyor. Huzur ve refah ortamı kayboluyor. Adaletin önüne Kleptokrasi ve Otokrasi geçince; toplumsal uzlaşı ve barış suya düşüyor. Milli birlik ve kardeşlik duygusu zayıflıyor. Nihayetinde toplumsal kutuplaşma ve gruplaşma çoğalıyor.
Güçlünün hakim olduğu, zayıfın ezildiği bir düzen ortaya çıkıyor.
Hırsız ve ahlaksız bir demagog siyasette ve bürokraside önde olunca, toplumsal değerler çöküyor.