
Selam sevgili okurlar. Uzun zamandır bu köşeden mevcut olan ve yeni oyunlar üzerine yazılar kaleme aldım. Bugün ise sizlere bu sıralar oynadığım ve bende çok özel bir etki bırakan Slay The Spire adlı bir oyundan bahsedeceğim.
Haydi başlayalım…
Slay The Spire, deste dizme mekaniklerini barındıran bir kart oyun. Bu oyun beni o kadar büyüleyip etkiledi ki, bırakamadım… Neredeyse suyunu sıkana kadar tüm modlarıyla oynadım. Dediğim gibi oyun deste dizmeye dayalı bir rogue-like kart oyunu. Hikâye namına hiçbir öge barındırmıyor. Oynanışta kart mekaniklerinin üzerine oyun içinde “kalıntı” adı verilen nesneler ve savaşlarda kullanabileceğiniz tek kullanımlık iksirlerle çeşitlendirmişler. Tabi ki, bu bir rogue-like olduğu için öldüğünüzde topladığınız başlangıç destesi harici kartları kaybediyorsunuz ve ilerleyişinizde sıfırlanıyor. Oynanış namına değinebileceğimiz her şey çok basit; ama oyun bu basitliği size öyle bir sunuyor ki gözünüzde bu mekaniklerle küçümsediğiniz oyun sizi alıp götürüyor. Tabii oyunu severseniz öyle kolay kolay bırakamıyorsunuz. Yani ilk başta rogue-like olduğu için girmeye çok çekinmiştim.Ancak, oyunu biraz kavramaya başlayınca oyun sizi hemen içine alıyor ve gerçekten bırakması da çok zor…
Slay The Spire ile tanışan bırakamıyor!
Açıkçası oyunu bir indirim döneminde alıp oynama fırsatım olmadı. Çünkü, peşinden koşmam gereken başka oyunlar vardı. Uzun bir dönem bu oyunların peşinden koştuktan sonra, bir önceki incelemem olan Devil May Cry oyunlarını üst üste oynamamla beraber sanki her türlü oyun türüne aşırı bir doymuşluk hissettim. Elim bir türlü FPS, TPS ve Hackn Slash hiçbir oyun türüne gitmedi. O sıkılmışlık halimle kütüphanemde gezinirken Slay The Spire’ı görüp ve “bir bakıyım” diyerek oyuna girdim. Oyun beni bağladı; öyle ki, yumak istiyorum ama bırakamıyorum. Aşırı uykusuzluktan taktik kuramayacak seviyeye gelince istemiyerek oyunu bıraktım. Ama her boş zamanımda ve har fırsatını bulunca Slay The Spire oynamaya devam ettim.
Rogue-like , kart oyununu deneyin…
Özetle, daha önceki oyunları objektif olarak inceleyip sizlerle paylaştım. Bugün, daha dağınık ve çok da objektif olmayan bir incelemeyle sizlerleyim. Maalesef ülkemizde bu oyunu benden başka deneyimleyeni de görmedim.
Rogue-like, kart oyununu veya strateji oyunlarını seviyorsanız mutlaka bakın. Sevmiyorsanız bile göz atarak 1 – 2 saat oynayın; pişman olmazsınız .
Bir sonraki oyun inceleme yazıma kadar esen kalın..